8 Mart Ve Biz Kadınlar
Dünyada bir kız çocuğu doğdu ve herkes sustu bir anda.
Kocaman bir sessizlik sardı yeryüzünü.
Yer gök temaşa etti gelen meleğin yüzünü…
Dünyaya neşe getirecek her kız çocuğu “merhaba” dediğinde, bir nadide çiçek açtı dağlarda.
Kokusu sardı etrafı.
Her kız çocuğunun hikâyesi birbirinden eşsiz yazılsa da hepsi;
Evlat oldu,
Kardeş oldu,
Bacı oldu,
Teyze oldu,
Hala oldu,
Eş oldu,
Eli öpülesi nine oldu,
Anne oldu…
Muhteşem dönüşümler yaşadı ve yaşattı kız çocukları büyüyüp kadınlığa geçerken ve sonrasında.
Her kadın,
Çalıştı, çabaladı,
Üretti,
Derledi, toparladı
Temizledi,
Yazdı, çizdi,
Boyadı yeryüzünü tüm renklere.
Dünya toprağına sayısız tohum bıraktı bereketli elleriyle.
Çoğu kez yaralandı.
Ezildi.
Ağladı.
İçine kapandı.
Öldü…
Öldürüldü…
Ama her yıkımın ardından yeniden doğruldu,
Gülümsedi
Ve yürüdü hayatın içinde.
Her kadının hikâyesi bambaşka güçlü bu evrende.
Hepsi güzel ve gülen ruhlar.
Ne zaman ki onları “can” olarak görecek bu dünya düzeni, o vakit taçlanacak başları.
O vakit gelecek bu dünyaya barış.
Özlenen tüm güzellikler…
Kutlamak yetmez.
Kadın vücudunu kullanarak reklam pazarlamaları hiç olmaz, olmamalı bu günde.
Evde, sokakta, işyerinde nefes alacakları düzenler kurmadıkça.
“Kadın”ı “insan” olarak anmadıkça.
Her bir kadın yürekten gülmedikçe kadının derdi bitmez bu âlemde.
Gün bizimse madem,
Çiçekten, hediyeden, kutlamadan önce; sevgi, saygı ve hoşgörüyü sunun bize.
Anlayın, dinleyin,
Görün yaptıklarımızı.
Öldürmeyin bedenlerimizi.
Ruhlarımızı…
YAZAR: Dilek Tuna Memişoğlu