Birleşik Kamu-iş: Soma Katliamında Yitirdiğimiz Maden İşçilerimizi Saygıyla Anıyoruz
Birleşik Kamu-iş Konfederasyonu Soma maden faciasında hayatını kaybeden 301 madenciyi Delikliçınar Meydanı’nda andı.
Sendikalar adına konuşmayı yapan Birleşik Kamu-iş Denizli İl Başkanı Namık Kemal Aydoğan konuşmasında şunları ifade etti. “13 Mayıs 2014 tarihinde yüzyılın en büyük işçi katliamı yaşandı. Soma’da 301 madencimizin katledildiği facianın üzerinden 8 yıl geçti. Sadece Türkiye tarihinin değil, dünyada son 50 yılın en ölümcül 2. maden kazası olan Soma faciasını unutmadık, unutmayacağız. Yalnızca Soma’da değil 2014 yılında,
Ermenek’te maden ocağında yaşanan su baskını sonrasında18 kömür işçisi canından oldu.
Elbistan maden ocağında,
Şırnak Kemerli ve Dağkonak maden ocaklarında,
Amasra maden ocağında,
Zonguldak Gelik’te ruhsatsız maden ocağında,
Elazığ Alacakaya maden ocağında,
Bingöl Genç Maden ocağında ve daha birçok maden işletme tesislerinde yüzlerce işçimiz ölmüş ve yaralanmıştır. Bu işletmelerin birçoğunda sigorta ve sendika güvencesi maalesef bulunmamakta, yaşanan facialar bu işçilerin ailelerine de ikinci bir ızdırap yaşatmaktadır.
Cinayetten farksız olan ancak AKP iktidarının “kaza” diyerek normalleştirmeye çalıştığı katliamın sorumlularından hesap sorulmasını defalarca istedik. İş cinayetlerine karşı Yatağan’dan başlattığımız Emeğe Saygı Yürüyüşünde de olduğu gibi tüm toplumca gösterilen tepkiler AKP iktidarı tarafından çok sert şekilde bastırılmaya çalışıldı. Sorumlular, hesap vermek bir yana iktidar ve “ölüm madencinin fıtratında var” diyen dönemin Başbakan’ı tarafından korundu.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak hata değil, cinayettir. Bu cinayetin sorumluları, hesap vermek bir yana hakkında “taksirle öldürme” suçundan 15 yıl hapis cezası verilen maden patronu tahliye oldu ve 301 maden işçisinin ardından, adalet de insanlık da bir kez daha göçük altında kaldı.
İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu ülkede, iş kazalarına bağlı işçi ölümlerinin artması ve Soma’da yaşananlar bir tesadüf değildir. Güvensiz ve esnek çalışmayla, taşerona iş gördürmenin adeta genel kural olduğu, işsiz yığınlar yoluyla çalışanların tehdit edildiği, sendikalaşmanın önüne engeller konulduğu bir dönemden geçiyoruz.
İşsizlik ve yoksulluk, ekmeğe ihtiyacı olan yurttaşlarımıza iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmadığı ortamlarda, güvencesiz, örgütsüz çalışmayı dayatıyor. Bu durum can kayıplarını da içeren ölümcül kazaları beraberinde getiriyor. Daha fazla kar için işçinin, emekçinin yaşamını hiçe sayan zihniyetin sonucu olarak Türkiye bugün iş cinayetlerinin en fazla olduğu ülkelerden biridir.
Tüm iş kollarında ama özellikle ağır ve tehlikeli işlerde taşeron işçilik uygulamasına bir an önce son verilmelidir.
Eğitim-İş olarak Soma başta olmak üzere tüm iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden kardeşlerimizi saygıyla anıyor, emeğin karşılığını aldığı, ağır çalışma koşulları, işçi kıyımları ve taşeronlaştırmanın son bulduğu hakça bir düzen için özgürlük mücadelesini yükseltmek gerektiğini vurguluyoruz.