Denizli’de OVP tartışıldı: Bu program sermayenin programı, halkı yoksullaştırma programı
Tüm Bel-Sen Denizli Şubesinin sendika binasında düzenlediği panelde emekçiler, Orta Vadeli Programı tartışarak mücadele çağrısı yaptı.
Denizli’de, Çalışma Ekonomisti Dr. Arif Koşar’ın katılımıyla Orta Vadeli Program (OVP) üzerine panel gerçekleştirildi. Tüm Bel-Sen Denizli Şubesinin sendika binasında düzenlediği panelde OVP’nin içeriği ve emekçiler üzerindeki etkileri tartışıldı. Açılış konuşmasını Tüm Bel-Sen Denizli Şube Başkanı Serkan Deniz Özkan’ın yaptığı panele, Türk-İş’e bağlı Ağaç-İş ve TEKSİF, KESK’e bağlı SES, Tüm Emeklilerin Sendikası, Veli-Der, Pınarkent Anadolu Aleviliği Dayanışma ve Kültür Derneği, EMEP temsilcileri, öğrenciler, emekliler ve çeşitli işkollarından işçiler katıldı.
Son 5 yılda patronların kârının 8 kat, çalışanların ücretlerinin ise 2,5 kat arttığı bilgisini veren Koşar, “Yani enflasyonun altında kaldı. Patronların nüfusu nüfusun yüzde ikisi, çalışanlar yüzde 70’i kadar. Çalışanlar 2019 yılında GSMH’den toplam zenginliğin yüzde 31’ini alıyordu, 2022’de yüzde 23’e düştü. Nüfusun yüzde 2’sini oluşturan patronlar paydan yüzde 42’sini alırken yüzde 48’e çıktı” dedi.
“HÜKÜMET HALKA İŞSİZLİĞİ ARTIRACAĞINI VADEDİYOR”
OVP’nin, halkı yoksullaştırma, işsizliği artırma ve emekçilerin kazanılmış haklarına saldırı programı olduğunu belirten Koşar, “Bunu propaganda olsun diye demiyoruz programın kendisi bunu söylüyor. Programın kendisinde hedef olarak 9,2 olan işsizliğin 2024’te 10,4’e çıkacağı yazıyor. Yani hükümet halka işsizliği artıracağını vadediyor. Peki neden bunu söylüyor? Enflasyon neden artar? Maliyet artışı, talep artışı ve kâr artışı bunun sebepleri. Hükümet burada ikinciye takmış durumda. Halk çok tükettiği için enflasyonun arttığını söylüyor. ‘Ücretler çok yüksek bu da enflasyonu artırıyor’ diyorlar. Hükümetin çözümü tüketimi azaltalım ki talep azalsın, enflasyon düşsün. Daha düşük ücret, emekçiden daha fazla vergi” diye konuştu.
“ENFLASYONUN ANA NEDENİ PATRONLARIN AŞIRI KÂRLARIDIR”
Mehmet Şimşek’in ücret düzenlemelerinin hedef enflasyona göre yapılacağı söylemini hatırlatan Koşar, “Bu aslında ücretin düşmesi demek. Ücret 11 bin 400’den 10 bin liraya düşmeyecek. Ama sadece üç ay içerisinde bile bizim ücretlerimiz resmi rakamlara göre yüzde 25 düştü. Enflasyonun nedeni ücret artışları değil, bu büyük bir yalan. Ücret artışlarının nedeni enflasyon karşısında alım gücünü koruma çabası. Enflasyonun büyük kısmının nedeni şirketlerin yükselen kârları” dedi.
IMF araştırma sonuçlarını paylaşan Koşar sözlerini şöyle sürdürdü; “Enflasyon artışındaki en büyük pay kâr artışı; yüzde 45. Sonra yüzde 40 ile döviz kuru ve maliyet artışı, en son olarak yüzde 15 ile talep artışı. Enflasyonun ana nedeni patronların aşırı kârlarıdır. Hükümet nasıl çözmeye çalışıyor? Halkı yoksullaştırarak, emekçilerin vergi yükünü artırarak. Enflasyonu gerçekten çözmek istiyorsak yapılacak şey tam tersidir. Sermayenin normalin ötesindeki aşırı kârları vergilendirilmelidir. Bu kaynaklar emekçilerin refahı için kullanılmalıdır.”
“SÜPER KÂRLAR VERGİLENDİRİLMELİ”
Parasal sıkılaşma tabirinin faizleri artırma, para arzını azaltma ve devlet harcamalarını kısma anlamına geldiğini dile getiren Koşar, kredilerin azalmasıyla küçük esnafların batacağı ve bunun işsizliği artıracağını söyleyerek eğitim, sağlık benzeri kamusal hizmetlerde de kesintiler olacağı uyarısında bulundu. Koşar, ayrıca esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılacağı ve kıdem tazminatı gaspının gündemde olduğuna dikkat çekti.
Son olarak OVP’nin sermayeyi koruma ve emekçileri yoksullaştırma programı olduğunun altını çizen Koşar, şu çözüm önerilerini sıraladı; “Süper kârlar vergilendirilmelidir. Ücretler insanca yaşayacak seviyeye çıkarılmalıdır. İşsizliği azaltmak üzere kamusal yatırımlar yapılmalıdır, sendikalar ve odalar eliyle emekçilerin denetiminde olmalıdır. Kıdem tazminatı tüm işçiler için kullanılabilir hale getirilmelidir.”
Sunumun ardından soru cevap bölümünde emekçiler söz aldı. Vergide adalet ve insanca yaşam için ortak mücadelenin önemine dikkat çekilen ikinci bölümde ekonomik ve politik saldırılara karşı birlik olma ihtiyacı tartışıldı.