Demirdöğer: Uğur Mumcu’yu katledilişinin 31. Yılında saygıyla anıyoruz
Denizli Demokrasi Platformu Sözcüsü Denizli Barosu Başkanı Av. Adnan Demirdöğer Uğur Mumcu’yu katledilişinin 31. Yılında saygıyla anıyoruz” dedi.
Denizli Demokrasi Platformu 24 Ocak 1993’te uğradığı suikastta hayatını kaybeden Uğur Mumcu’yu unutmadı. Valilik önünden düzenlenen törende Denizli Demokrasi Platformu Sözcüsü Denizli Barosu Başkanı Av. Adnan Demirdöğer basın açıklaması yaptı; Demirdöğer; Cumhuriyet ve demokrasi mücadelesiyle ucunu sivrilttiği keskin kalemi, 24 Ocak 1993’te uğradığı suikastta kırıldı Uğur Mumcu’nun. Bu yiğit kalem ile birlikte; hukuk, demokrasi, insan hakları, çağdaşlık, laiklik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yarınları için mücadele ederken; yaşamları acımasızca katledilen diğer tüm aydınlarımızı da saygıyla anıyorum.
İlkeli ve cesur gazeteciliğin, tam bağımsız Türkiye’nin, gericiliğe karşı mücadelenin simge isimlerinden Uğur Mumcu, mafya ve siyaset ilişkisine, teröre, yolsuzluğa, kökten dinci akımlara karşı, somut belgelere dayalı çalışmaları ve yayınladığı eserleriyle hayatını derin yapıların ortaya çıkarılmasına adamıştı. Sakıncalı Piyade, bu yapıların ortaya çıkmasından endişe edenler tarafından katledilmiştir. Ancak, asıl katledilen bu ülkenin bilimi, sanatı, düşüncesi, hukuku, adaleti, demokrasi algısı ve insan hakları bilinci olmuştur.
12 Mart faşizminin ”Sakıncalı Piyadesi” Uğur Mumcu’nun özelleştirmeler ile ekonomik kaynaklarımızın peşkeş çekilmeye başlandığı, etnik ve dinsel kimliklerin ”demokratikleşme” adı altında ortaya atıldığı bir süreçte katledilmesi sıradan bir terör saldırısı olamaz.
Artık şu çok iyi anlaşılmıştır ki, ister dinsel, ister etnik olsun her türlü terörün arkasında emperyalizm ve yardımcıları vardır. Bugün hala Uğur Mumcu’nun katledilmesinin üzerindeki sis perdesinin bilinçli olarak aralanmamasını bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
Bugün Türkiye’de 31 yıl öncesine göre; fiziki şartlar değişse de düşünce itibari ile değişen bir şey yoktur. Dün Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Muammer Aksoy gibi aydınlarımız cinayetlerle susturulurken; günümüzde de demokrasiden, laik eğitimden, cumhuriyet devrimlerinden yana olan örgütlere, gazetecilere, aydınlara karşı saldırılar devam etmekte, hukuksuz yargılamalar, haksız tutuklamalar olmakta, Anayasa Mahkemesi kararları tanınmamakta ya da uygulanmamaktadır.
Ne mutlu ki bu ülkede hâlâ Uğur Mumcu’nun izinde olan yürekli aydınlarımız ve yurttaşlarımız var. Ve onun dediği gibi: “Bir kalem susar, yerini bir başkası alır. Bu kalemler tükenmez. Ne kelepçeler, ne demir kapılar, ne iddianameler ve ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları, bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz!”
Biz de hukuku, adaleti, demokrasiyi, laikliği savunmaktan, aramaktan, yaşam biçimine dönüştürmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Aklını, algısını, ahlakını, vicdanını, geçmişe saygısını, geleceğe karşı sorumluluğunu unutmayan herkes için inadına hak inadına hukuk inadına adalet diyoruz.
Bu düşüncelerimizi susturma çabası olanlara da diyoruz ki; korkmuyoruz, susmuyoruz.