Toprak Kayması Değil Siyanür Felaketi, Kaza Değil Katliam!
Erzincan Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan felaket göz göre göre gelen bir katliamdır. Yıllardır ekoloji örgütlerinin, bilim insanlarının ve meslek örgütlerinin uyarıları bunun bir cinayet olduğunun delilidir.
Kapitalizm aç gözlülükte sınır tanımıyor. Bu felaket karşısındaki tepkimiz bir sonraki felaketin sınırını belirleyecek. Uşak-Kışladağ altın madeninde yaşanan binlerce insanın siyanürden zehirlenmesinden sonra Kütahya-Etigümüş’te, Fatsa’da, Giresun’da, Gümüşhane’de, Kangal-Bakırtepe’de ve Kazdağları’ndaki ekolojik felaketler İliç’te yeni bir aşamaya erişti.
Şimdiden toprak kayması ve heyelan diyerek en resmi ağızlardan karartma açıklamaları yapılmaya başlandı. Resmi rakamlara göre dokuz emekçi kardeşimizin göçük altında kaldığı açıklansa da çok daha büyük bir kayıp yaşandığını tahmin etmek zor değil. Milyonlarca ton siyanür başta olmak üzere kimyasal içerikli atık çamuru, doğal ortama salınmış durumda. Havaya salınan insan sağlığı üzerinde öldürücü içeriğe sahip bu bileşiklerin toprak ve su üzerindeki zehirleyici etkisi yıllarca sürecek. Felaketin bu boyutunu görünür kılmamak için arama kurtarma ekiplerinin hiçbir koruyucu ekipman olmadan sahada çalışmaları sağlanıyor.
İçinden fay hattı geçen bir maden sahasında daha geçtiğimiz yıl 80 ton siyanürlü çözelti toprağa taşmış ve Fırat Havzasına karışmıştı. Kamusal denetim şirketler için hiçbir şey ifade etmiyor. Altının ışıltısı yol açtığı kan ve gözyaşını gizlemeye yetmiyor. Kanada-ABD ve Çalık Holding ortaklığının Erzincan’daki hangi iktidar oyunlarının aktörü olduğunu kamuoyu yakından biliyor. Pandemi, ardından yaşanan deprem ve yaşanacak depremler derken şimdi de siyanür felaketiyle sermaye doğayı ve insanlığı hızla yok oluşa sürüklüyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekoloji mücadelesini yükselterek bu saldırılara gereken yanıtı vereceğiz.
Siyanürlü altın madenciliği yasaklanmalıdır
Altın madenlerinde çalışan işçiler madenin kapatılmasında çalıştırılsın ve erken emekli olsun.
Verilecek para cezaları ile toplumun tepkisini azaltma politikaları sadece daha büyük felaketlere kapı aralayacaktır.
İçişleri Bakanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile Erzincan Valisi başta olmak üzere sorumlu kamu idarecileri derhal istifa etmeli ve yargılanmalıdır. Felaketin sorumlusu olanlar bundan sonra insan ve doğadaki kayıpları azaltmaya dönük en küçük fayda sağlayamazlar.
Anagold Madenciliğin malvarlığına el konulsun ve felaketin tazmin edileceği bir bütçede kullanılsın. Şirket yetkileri hakkındaki adli soruşturmada hukuki her türlü tedbir alınsın.
Ekoloji örgütlerinin, bilim insanlarının ve meslek örgütlerinin içinde yer aldığı bağımsız bir heyetin sahada inceleme yapması ve sonrasında yapılan çalışmaları denetlemesi için her türlü aktif tutumu geliştireceğiz.
Büyük Menderes İnisiyatifi
Denizli Emek ve Demokrasi Platformu