Mimar Arif Balkanay Söyleşi Ve İmza Günü Düzenledi
DENİZLİ’NİN YAŞAR KEMAL’İ
Söyleşiyle başlayan imza gününde Balkanay’ın romanda kullandığı yazım dilinin yumuşaklığı, cümlelerin şiirselliği, doğa ve çevre betimlemeleri, karakterlerin ve kurgunun güçlülüğü övgüyle işlendi. Yaşar Kemal’in yazım diline benzetilmesi üzerine Balkanay; “Ülkemizin en önemli yazarı olan Yaşar Kemal ile yan yana adımın anılır bile olması benim için büyük bir övünç kaynağıdır. Ama edebiyat alanında daha yolun başında olduğumu biliyorum,” ifadelerini kullandı.
DENİZLİ ORADAYDI
Üç saat süren etkinlik, Denizli’nin tanınmış yüzlerinin adeta resmi geçidine dönüştü. Özellikle pandemi nedeniyle evine kapanan, kendini yalnız hisseden edebiyat ve siyaset çevreleri soluğu etkinlikte aldı. Çok sayıda tanınmış ismin katıldığı; edebiyat, siyaset, kentleşme, mimarlık, dayanışma gibi konularda samimi sohbetler yapıldığı gözlendi. Meserret Sokak ve Eski Taçev adeta eski, özlenen günlerine geri dönmüştü.
BABALAR GÜNÜ HEDİYESİ
Anka Kuşu- Karcı dağı Efsanesi romanının baş karakteri “Müdür Fahri” çok konuşulan konulardan biri oldu. Onun bir baba olarak yaptıkları, bir toplumsal önder olarak yaşadıkları, arka fonda Denizli ve Türkiye manzaraları adeta katılımcıların gözünde canlandı. Balkanay; “Bu Pazar babalar günü. Madem ki Müdür Fahri’yi konuşuyoruz, tüm çocuklara önerim; babalarına bu romanı hediye etsinler. Ya da tüm babalar çocuklarına hediye etsin. Okuduklarında inanıyorum ki; her biri bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğacaklar. Kendilerini çaresiz, yapayalnız hissettikleri şu günlerde silkinip ayağa kalkacaklar,” dedi
DAYANIŞMA
Etkinlikte en çok söylenen kelime belki de buydu; dayanışma. “Özellikle son dönemde; bu toprakların kültürel değerlerinden hızla uzaklaşıldığı, insanların bireyciliğe ve tüketime özendirildiği,” ifade edildi. “Oysa insanın tek başına bir yere kadar başarılı ve mutlu olabileceği, asıl olanın birlikte, dayanışma içinde, topyekun bir başarı hikayesi yazmak olduğu” vurgulandı. Romandaki asıl amaçlardan birinin de “dayanışma kültürünü yeniden canlandırmak” olduğu ifade edildi.
Denizli’nin tanınmış mimarlarından Arif Balkanay ikinci kitabında bir romanla karşımıza çıktı. “Anka Kuşu- Karcı Dağı Efsanesi” adlı romanın imza günü etkinliğinde okurlarıyla buluşan Balkanay, katılımcılarla tek tek ilgilendi, kitaplarını imzaladı.
DENİZLİ’NİN YAŞAR KEMAL’İ
Söyleşi ile başlayan etkinliğin sunumunu Cemal Ataman’ın yaparken, söyleşi konuğu olarak; “kitapsız şair” diye anılan Kemal Gürcan ile birlikte roman ve edebiyat sohbetleri yapıldı. Eski Taçev kafede gerçekleştirilen imza gününe Denizlililerin ilgisi oldukça yoğundu.
Söyleşiyle başlayan imza gününde Balkanay’ın romanda kullandığı yazım dilinin yumuşaklığı, cümlelerin şiirselliği, doğa ve çevre betimlemeleri, karakterlerin ve kurgunun güçlülüğü övgüyle işlendi. Yaşar Kemal’in yazım diline benzetilmesi üzerine Balkanay; “Ülkemizin en önemli yazarı olan Yaşar Kemal ile yan yana adımın anılır bile olması benim için büyük bir övünç kaynağıdır. Ama edebiyat alanında daha yolun başında olduğumu biliyorum,” ifadelerini kullandı.
DENİZLİ ORADAYDI
Üç saat süren etkinlik, Denizli’nin tanınmış yüzlerinin adeta resmi geçidine dönüştü. Özellikle pandemi nedeniyle evine kapanan, kendini yalnız hisseden edebiyat ve siyaset çevreleri soluğu etkinlikte aldı. Çok sayıda tanınmış ismin katıldığı; edebiyat, siyaset, kentleşme, mimarlık, dayanışma gibi konularda samimi sohbetler yapıldığı gözlendi. Meserret Sokak ve Eski Taçev adeta eski, özlenen günlerine geri dönmüştü.
BABALAR GÜNÜ HEDİYESİ
Anka Kuşu- Karcı dağı Efsanesi romanının baş karakteri “Müdür Fahri” çok konuşulan konulardan biri oldu. Onun bir baba olarak yaptıkları, bir toplumsal önder olarak yaşadıkları, arka fonda Denizli ve Türkiye manzaraları adeta katılımcıların gözünde canlandı. Balkanay; “Bu Pazar babalar günü. Madem ki Müdür Fahri’yi konuşuyoruz, tüm çocuklara önerim; babalarına bu romanı hediye etsinler. Ya da tüm babalar çocuklarına hediye etsin. Okuduklarında inanıyorum ki; her biri bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğacaklar. Kendilerini çaresiz, yapayalnız hissettikleri şu günlerde silkinip ayağa kalkacaklar,” dedi
DAYANIŞMA
Etkinlikte en çok söylenen kelime belki de buydu; dayanışma. “Özellikle son dönemde; bu toprakların kültürel değerlerinden hızla uzaklaşıldığı, insanların bireyciliğe ve tüketime özendirildiği,” ifade edildi. “Oysa insanın tek başına bir yere kadar başarılı ve mutlu olabileceği, asıl olanın birlikte, dayanışma içinde, topyekun bir başarı hikayesi yazmak olduğu” vurgulandı. Romandaki asıl amaçlardan birinin de “dayanışma kültürünü yeniden canlandırmak” olduğu ifade edildi.