Başkan Kazak,”Yüksek Türk Milleti’ne” seslendi
Zafer Partisi Denizli İl Başkanı Salih Onur Kazak, “Ülkemizdeki örtülü istila, artık neredeyse açık işgale dönüştü. Geçtiğimiz günlerde sığınmacı kampında isyan ederek konteyner yakan sığınmacılar şimdi de açıkça tehditlere başladılar. Suriye’nin kuzeyinde bayrağımızı yaktılar” dedi.
Zafer Partisi Denizli İl Başkanı Salih Onur Kazak, son zamanlarda yaptıkları taşkınlıklar ve en son olarak Türk Bayrağını yakmaları ile gündeme gelen Suriyeli sığınmacılar konusunda Zafer Partisi, Türkiye’de öldürülen bir Suriyeli’ nin cenazesi sonrası “biz de kan dökeceğiz” diye kin kusan paylaşımlarda bulunuyorlar. Bu vatan kaçkınlarının gerçek yüzleri ortaya çıkarıyor.
Son olarak istilaya karşı çıkan Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tutuklanması çağrısını yapıyorlar. 12-17 Eylül arası için Türkiye’de çalıştıkları yerlerde iş bırakma tehdidinde bulundular!
Aziz Türk Milleti bilmelidir ki bu hainler Saray kurumlarının ve Türk düşmanlarının Genel Başkanımız Ümit Özdağ’a olan nefretinden cüret buluyorlar! Fakat her birini ülkelerine gönderene dek mücadelemiz Millet adına sürecek!
Ülkemizde bizi tehdit edip devlete, millete ve Türk siyasetine meydan okuyanlar haddini bilecek! Türk düşmanları satılık kalemlere ve yolun sonundaki iktidara güvenmesin! Millet gereğini sandıkta yapacak. Zafer Partisi, sandıkta çürümüşlükleri ve çığırından çıkan ihaneti sonlandıracak!
Büyük Türk Milleti;
İş bırakma, grev; demokrasilerde çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebidir. Anayasal haktır! Anayasa’ya ve Türk Hukuku’na aykırı olarak vatanımıza çöreklenenler siyasi taleplerle, vatanseverleri hedef alarak işverenleri tehdit ediyorlar. Türk Milleti’nin iradesine meydan okuyorlar. Siyasetimizi dizayn etmeye kalkıyorlar! Seçimden sonra bir numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle hepsini derhal geldikleri yerlere göndereceğiz. Anadolu Kalkanı Projemiz ile hadlerini hukuk içinde bildireceğiz.
Bu korkak savaş kaçkınlarını ucuz iş gücü olarak görüp Türk işçisi yerine işe alanlara sesleniyorum! Bu tehdidin sadece bir başlangıç olduğunu görün! İşyerlerinizle ve ticaretinizle ilgili en kritik zamanlarda bu vatansızlar hak, hukuk, ahde vefa tanımayacaklardır. Şartlar oluşunca iş bırakmanın çok ötesinde zararlar görürsünüz! Türk vatandaşlarını çalıştırın. Kendiniz biraz daha fazla çalışın.
Bilinmelidir ki biz Suriyelilerin, Afganların emek sömürüsü ile insanlık dışı koşullarda çalıştırılmalarına da karşıyız. Biz milyonlarca Suriyeli, Afgan, Pakistanlı vatanlarına insani koşullarda dönsünler istiyoruz. Öte yandan hem ülke kaynaklarımızı kurutup hem de Türk Siyasetine, Türk Devletine, Türk Milletine, Türk İşverenine rest çekenlere “canınız cehenneme” diyeceğiz.
İnsan hakları anlayışım gereği açlık grevlerine karşıyız. Üstelik toplu açlık grevleri terör propagandası eylemidir. PKK’dan, DHKP-C’den biliriz. Buna rağmen işverenlerini, kamuoyunu tehdit eden vatansızlar illa ki grev peşindeyse iş bırakma grevi değil açlık grevi öneriyoruz.
Şayet devlet ve millet düşmanları açlık grevi yaparsa bu benim destekleyeceğim tek eylemleri olur, fakat çocuklarını, az sayıdaki baskı altındaki kadınlarını buna alet etmesinler. Çocuklarının canına, sağlığına bir zarar gelirse bu durumdan da bu alçakları sorumlu tutarız!
Suriye iç savaşının çıkış noktası ufak bir eylemle başlamıştı. Bir kıvılcım ateş topuna ve yangına dönüştü. Suriyeli toplumu çok çabuk provoke olabilen kontrolsüz bir toplum. Türkiye için bugün Suriye iç savaşı koşullarından çok daha büyük bir tehdit var ve bunu AKP görmek istemese de biz biliyoruz ve izin vermeyeceğiz.
Yüce Milletimiz ve Denizli Halkı;
Teröre destek verenlerle her yerde her koşulda mücadele edeceğiz. Göz göre göre vatanımıza, namusumuza, çocuklarımıza ve canlarına göz dikmiş sırtlanlara adeta bir aslan nidasında olacağız. Kötü niyetle ülkemize bile isteye zarar verenlere ve vermek isteyenlere, halkın iradesini yok sayıp yönetimi yok etmek isteyenlere geçit vermeyeceğiz. Çocuk tacizcilerine, tecavüzcülere, kadın katillerine nefes aldırmayacağız. Hayvanlara eziyet edenlere, işkence edenlere ve onların dünyasında işgalci olduğumuz halde hayatlarını umarsızca alanlara karşı haklarını en ağır cezalar uygulanana kadar durmayacağız.
Asya’dan Anadolu’ya Türk soyuna zarar vermiş, zarar vermek istemiş ve zarar vermek isteyen ya da onlara destek veren kimsenin yanında durmadık, durmayacağız. Arap’ın, İngiliz’in, Rus’un, Fars’ın dilini, dilimize girmiş kelimelerini ve kültürünü milletimizin üzerinden çekmek için olağan gayreti göstereceğiz. Zafer partisi olarak doğruya doğru eğriye eğri demekten sakınmıyoruz, sakınmayacağız. Milletimizi korku bulutları sardığında bile biz bildiğimizden ve onu söylemekten asla sakınmayacağız. Devletimizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için canla başla okuyacağız, okutacağız, çalışacağız yılmadan, yıkılmadan, bilimle yükseleceğiz. Söz veriyoruz.
Zafer Partisi gelecek, sığınmacılar gidecek.