Başkan Semerci; “10 Kasım Ulu Önder’imizi saygı ve minnetle anıyoruz”

10 Kasım;

İYİ Parti Merkezefendi İlçe Başkanı Süleyman Semerci;  “Emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin tarih sahnesinden silmeye, yok etmeye çalıştığı Türk Milleti’ni bir araya getirerek başlattığı Milli Mücadele’mizin Önder’i ve bu mücadele sonucunda hür ve bağımsız TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ahirete intikalinin 85.yılında saygı, minnet, rahmet ve dua ile anıyorum.

 ATATÜRK; “Benim en büyük eserim Türkiye Cumhuriyeti’dir” derken Cumhuriyet’in temellerini Türk Milliyetçiliği üzerine oturtmuştur. Bu yüzden Türk tarihini araştırmak ve Türk sentezi oluşturabilmek için Türk Tarih Kurumu,  Türkçe’yi yabancı kelimelerden temizlemek ve dilimizi Türkçeleştirmek için Türk Dil Kurumu kurulmuştur. Anadolu’daki Türk medeniyet ve tarihini araştırmak için Anadolu’nun birçok yerinde arkeolojik kazılar yapılmış, bunların bir çoğuna da Atatürk bizzat kendisi eşlik etmiştir.

Bu çalışmalarda bulunan eserleri sergilemek üzere Etnoğrafya müzeleri kurulmuştur. Yapılan tüm bu çalışmalar sonunda unutulmuş, hor görülen ve yok sayılan Türk Milleti yeniden devletin asli ve asil unsuru haline getirilmiş, Türk Milleti onurlandırılmıştır. Bu onurlandırılmayı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Gençliğe Hitabesinde, bizzat kaleme aldığı Nutuk’ta, Onuncu Yıl Nutku’nda ve dönemin politikasına örnek teşkil etmesi için 1933 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından yazılan ve bugün ne yazık ki artık okutulmayan “Türk’üm” diye başlayan “Ne mutlu Türk’üm diyene” diye biten “Andımız”da da çok net bir şekilde görebilirsiniz.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Ben, bir Türk Milliyetçisiyim. Öyle doğdum, öyle öleceğim” sözü; onun Türk Milleti’ni ne kadar çok sevdiğini ve mensubu olmaktan ne kadar gurur duyduğunu göstermesi açısından en iyi örnektir. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlamak, onun eserlerine sahip çıkmak ve temsilcisi olduğunu iddia etmek için onun Türk’e bakış açısını, Türk’e olan saygısını ve Türk Milliyetçiliği’ni anlamak gerekir.

Atatürk’ün gerek Milli Mücadele Döneminde gerek Cumhuriyet’in kuruluşunda ve gerekse de genç Cumhuriyet’in ilk yıllarında ilke ve inkılaplarının karşısında olan Cumhuriyet düşmanlarını, isyancılarını bugün “helalleşme” adı altında masumlaştırmak/meşrulaştırmak onu anlamamaktır, ATATÜRK’e ve Cumhuriyet’e yapılan en büyük ihanettir. Bu tarz hareketlerde bulunanların kendilerini Atatürkçü, Cumhuriyetçi, özgürlükçü, demokratik veya düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirmelerini şiddetle kınıyor; Türk Milletine, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine sahip çıkmaya davet ediyorum.

10 Kasım sadece bir matem günü değil ATATÜRK’ün “ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünü gerçeğe dönüştürmenin başladığı gündür. Ondan dolayıdır ki Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmak, Atatürk’ün fikirlerini, ilkelerini ve ideallerini yaşatmak hepimizin ortak görev ve borcudur. Bizler bu görev ve borcun farkında olarak 10 Kasım’da Atatürk’ü anıyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet’imizin kurucusu, Ulu Önder’imiz, Başöğretmen’imiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü aramızdan ayrılışının 85’inci yıl dönümünde bir kez daha saygı, minnet, rahmet ve dua ile anıyorum.

    Aziz ruhu şad, mekanı cennet olsun.