Emek Demokrasi Güçleri Deprem Koordinasyonu ‘Güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor’
Merkez üssü Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan depremin ardından basın toplantısı gerçekleştiren Emek Demokrasi Güçleri Deprem Koordinasyonu, “deprem bölgelerine yardımların geç ulaşması ve ulaşan yardımların iyi organize edilememesi depremzedelerin üst üste mağduriyetine neden olduğunu vurguladı.
Pazarcık ve Elbistan ilçelerinin merkez üssü olduğu 7.7 ve 7.6 büyüklüğüğnde depremler meydana geldi. Depremlerden 10 il etkilendi. Deprem bölgelerinde yaşanan olaylar ile ilgili Emek Demokrasi Güçleri Deprem Koordinasyonu basın açıklamasında, “Şimdi acıyı paylaşma, dayanışma ve yanlışları sorgulama zamanıdır.
6 Şubat 2023 Maraş merkezli depremde Türkiye’de, 11 ilde 13 milyon insan etkilenmiş, on binlerce insanımız hayatını kaybetmiş ve ağır yıkımlar yaşanmıştır. Ayrıca Suriye’de de etkisini gösteren deprem yine ağır yıkımlara neden olmuş ve binlerce insan hayatını kaybetmiştir.
Öncelikle tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, yakınlarını kaybedenler için başsağlığı ve yaralılar için şifa diliyoruz.
Türkiye coğrafyası bir deprem bölgesidir. TBMM’nin deprem araştırma raporu 2021 Temmuz ayında yayınlandı. Bu rapora göre 1900-2020 yılları arasında 250 büyük deprem yaşandı ve 88 bin insanımız öldü.
Halk deprem enkazlarının altında iken AKP-MHP tek adam rejimi OHAL ilan etti, arama kurtarma çalışmalarını ilk günden itibaren başlatması gereken AFAD hemen harekete geçmedi, gecikti. Bundan dolayı kurtarılma ihtimali olan binlerce insanımızı kaybettik.
Ayrıca deprem bölgelerine yardımların geç ulaşması ve ulaşan yardımların iyi organize edilememesi depremzedelerin üst üste mağduriyetine neden oldu. Yapılan tartışmalardan anlaşılıyor ki, depreme müdahale için bile cumhurbaşkanının talimatı beklendi. Bütün ülkenin kaderini iki dudak arasına sıkıştıran bu ucube sistemin şimdiki mağdurları ise milyonlarca insan oldu.
Barınma, gıda, giysi, iletişim, ulaşım vb, ihtiyaçları devlet eliyle karşılanmayan halkın imdadına; sivil toplum kuruluşları, demokratik örgütler, dayanışma gönüllüleri yetişti ve halk seferberlik ruhuyla deprem bölgesine koştu. Yardımlar topladı ve engellemelere rağmen bölgeye ulaştırıldı. Hala bu çalışmalar büyütülerek sürdürülüyor.
Türkiye’nin her bölgesinde, ilinde, ilçesinde deprem yardım koordinasyonları oluşturularak, halkın dayanışması ve yardımlaşması organize edildi. Bu koordinasyonlar deprem bölgesinden insanları diğer il ve ilçelerdeki güvenli alanlara yerleştirmeye başladı.
Afeti vahşete çeviren şey ırkçılık, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve adaletsizliktir. Afet sonrası ortaya çıkan ırkçı saldırılar, işkence görüntüleri, toplumsal adaletsizliği yeniden üreten yandaş kayırmacılığı ve tüm bunları görmezden gelen anaakım medya; mevcut yıkımın ruhsal travmalarını daha da derinleştirmekte ve zihinlerde unutulmaz bir hale çevirmektedir.
Başta sığınmacılara yönelik ırkçı-ayrımcı saldırılar olmak üzere hiçbir şiddet politikasına sessiz kalmayacağız. Herkes bilmelidir ki; evimiz onların da evidir. Kısa vadede ve acil olarak kamu kaynaklarının bütün depremzedelere ayrımsız, adil dağıtılması ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması esas hedeflerimizden olmalıdır.
Denizli’de depremin ilk gününden beri yardımlaşma ve dayanışma çalışmalarını sürdüren inisiyatifler, partiler, odalar, sendikalar ve duyarlı bireyler olarak halkın sürmekte olan dayanışmasını daha organize hale getirmek amacıyla Emek ve Demokrasi Güçleri olarak “Deprem ve Afet Koordinasyonu” oluşturduk.
Bu koordinasyon depremin yaralarını sarmak için çalışan, emek vermeye hazır olan herkese açıktır ve tüm halkımız davetlidir. Güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor.
Denizli’nin 1.derece deprem bölgesi olması kamu ve halkın ortaklaşa çalışmasını gerektiriyor. Şimdiden olası depremlere karşı, deprem planlaması, halkın bilgilendirilmesi ve hazırlanması gerekmektedir.
Bizler bundan sonraki olası bir felakette bir daha aynı şeylerin olmasına izin vermeyeceğiz. Bugünden başlayarak ilimiz başta olmak üzere tüm ülkede yapı stokları, imar planları ve denetim konularına yurttaşlar olarak müdahil olacağız.
Çaresiz değiliz, biz halkız. Kaybettiğimiz canlarımızı geri getiremeyeceğiz ama yaralarımızı sarma, yeniden toparlanma ve geleceğimizi elimize almak durumundayız.
Bizleri kurtaracak olan kendi mücadelemizdir.