Kamuda Çalışan Taşeron İşçilerle İlgili Araştırma Komisyonu Kurulmalı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca; ASDEP’liler gibi kamu personelinin yaşadığı sorunların araştırılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulması için önerge sundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, taşeronlaşmanın işçilerin yoksulluk, güvencesizlik ve işsizlik ile karşı karşıya kalmasına sebep olduğunu, işçilerin sendika ve toplu pazarlık alanındaki hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırdığını hatırlatarak TBMM’ye araştırma önergesi sundu. ASDEP’lilerin özlük haklarıyla ilgili daha önce TBMM’ye soru önergesi de sunan Gülizar Biçer Karaca; “Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olarak, aynı işi yapmalarına karşın farklı kadrolarda bulunan, ASDEP’liler gibi kamu personeli ile ilgili olarak; kamu kurumlarında taşeron işçiliği bitirmek, aynı görevi yapmalarına karşın farklı statüde bulunan personel ayrımına son vermek, hala 4D kadrosunda bulunanların özlük hakları, tayin, maaş farkı gibi kalemlerin eşit seviyelere getirilmesi, görevde yükselme, statü ayrımından ötürü gerçekleşen hiyerarşik ortam ve 4D personelinin mobbinge uğraması gibi konuların önüne geçmek için çözüm yollarının belirlenmesi amacı ile araştırma komsiyonu kurulmasını istedi. İşte gerekçede yer alan tespitler:
TAŞERONLAŞMA EMEK PİYASASINI PARÇALIYOR
İşin belli bir bölümünün asıl işveren tarafından bir başkasına belirli bir sürede tamamlanması için ihale edilmesi şeklinde gerçekleştirilen çalışma biçimi olarak tanımlanabilecek olan taşeronluk, uzun yıllardı Türkiye’de uygulanmaktadır. Emek piyasasını parçalayarak; işçilerin sendika ve toplu pazarlık alanındaki hak ve özgürlüklerini ortadan kaldıran taşeronlaşma ile birlikte işçilere daha çok işsizlik ve yoksulluk olarak yansımaktadır.
KADROYA GEÇİŞLERDE TORPİL VE AYRIMCILIK İDDİALARI
Taşeronlaşmanın ilk yaygınlaşmaya başlaması 2003 yılında yürürlüğe giren 3857 sayılı İş Kanunu ile birlikte olmuş ve ilerleyen süreçte hem kamuda hem özel sektörde yaygınlaşma göstermiştir. Kamu sektöründe ilk taşeron uygulaması belediyelerin temizlik işlerinde olmuştur. Yürütülen politikalar neticesinde taşeron şirketlerde çalışan işçilerin uğradığı hak kayıpları ve mağduriyetler zamanla kamu kurumlarında çalışan taşeron işçilerin kadroya alınmasını gündeme getirmiştir. Kadroya geçiş sürecinin alelacele bir şekilde kanun hükmünde kararname yöntemi ile yapılması, konuyu daha sorunlu ve daha tutarsız bir hale getirmiştir. Anayasal güvenceden yoksun bir yöntemle yapılmaya çalışılan bu sistemde taşerondan kadroya geçiş sırasında uygulanan sınavlar ve güvenlik soruşturmaları torpil iddiaları ile birlikte ayrımcılık uygulandığı görüşünü öne çıkarmıştır.
KAMUDA ÇALIŞAN TAŞERON İŞÇİLER MAĞDURİYET YAŞIYOR
Sermaye açısından emek maliyetlerini aşağıya çekerek kar oranlarını ve dolayısıyla sömürüyü artırma, devlet açısından ise mali disiplin adı altında emeği disiplin altına alma amacı taşıyan bu uygulamalar, çalışma koşullarının bozulmasına da neden olmaktadır. Taşeron işçilerin mağduriyet yaşadığı konular arasında; çalışma süreleri, yıllık ücretli izin, kıdem tazminatı hakkının uygulanmaması, iş cinayetlerine yol açan çalışma koşulları gibi konular sayılabilmektedir. Taşeron şirketlerde çalışan kamu işçileri, Aralık 2017’de yayımlanan 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’da değişiklikler yapılarak taşeron şirketlerde çalışan kamu işçileri, 2018 yılında merkezi idarede sürekli işçi kadrosuna, yerel yönetimlerde ise belediye şirketlerine geçirilmiştir.
ANAYASANIN KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK VE ÇALIŞMA BARIŞININ BOZULMASI
KHK kapsamına alınmayan bazı özel bütçeli kuruluş ve KİT’lerde çalışan işçiler açısından ise Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesi ve çalışma barışının bozulmasına yol açmaktadır. Ağır çalışma şartları, düşük ücret, sosyal güvencesizlik, hak kayıpları, sendikasızlaştırma taşeron için olağan uygulamalar dönüşmüştür. Taşeron işçi statüsünde çalışan işçilerin özlük haklarının iyileştirilmesi, taşeron işçi çalıştıran yerlerin çalışma koşulları açısından denetlenmesi, sendikasızlaştırma gibi Anayasa’ya aykırı uygulamaların önüne geçilmesi amacı ile çalışmaların yapılması gerekmektedir.