“Ne 12 Eylül’ü, ne de ülkücü şehitlerimizi unuttuk”
Denizli Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı İl Başkanı Özgür Solak, Ülkücülerin 12 Eylül’de ölümle sınandığını söyledi.
12 Eylül Askeri darbesinin 42. Yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Solak, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket yıllarca çileyle, yalan ve iftiralarla yıldırılmak istenmiştir. “Kahramanlarımız, nurlu ufuklara ulaşabilmek için bedel ödemeyi, canlarından gözlerini kırpmadan vazgeçmeyi seve seve kabul etti. İstanbullu Süleyman Özmen, İnegöllü Yusuf İmamoğlu, Zileli Dursun Önkuzu, Tuncelili Alper Tunga Uytun ve nice Ülkü erleri vatanı sevmenin bedelini canlarıyla ödemişlerdi. Türk milletinin tertemiz vicdanında daima kutlu bir yere sahip olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket; 12 Eylül’de de ölümle sınanmış, insanlığın yüz karası muamelelere muhatap olmuştur. Türk-İslam Ülküsünü şan ve şeref edinen Ülkücü Hareket’in müreffeh bir millet, güçlü devlet arzusu 12 Eylül günü melanet saldırı ve melun senaryolara muhatap kalmıştır. ABD’nin gayrimeşru çocuklarının gerçekleştirmiş olduğu hain darbenin sonucunda Türk Milliyetçileri’nin payına C-5’ler, idamlar, sorgular, işkenceler, acılar düşmüştür. Asılsız iddialarla, delil olmaksızın düzenlenen dosyalarla hukuksuz bir şekilde dava erlerimiz, ağabeylerimiz şehit edilmiştir. Mustafa Pehlivanoğlu, Cevdet Karakaş, İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Cengiz Baktemur, Ali Bülent Orkan, Ahmet Kerse, Selçuk Duracık ve Halil Esendağ bu dönemde yağlı urgan ucunda şehit edilmiştir” dedi.
“12 EYLÜL ZULÜMDÜR, ZİLLETTİR”
12 Eylül’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına bir kumpas olduğunu belirten Solak, “Alınları açık bir şekilde idam sehpasına yürümüşler, cellatlarından helallik isteyerek ebediyete pirüpak bir şekilde gitmişlerdir. Üzerinden 42 yıl geçmiştir. Ülkücü şehitler hem tanığımız hem de onurumuzdur. Onlar ki, Milliyetçiliğin hor görüldüğü dönemlerde, şahlanacağı günlerin hasretini çekmişlerdi. Yıllar geçtikçe onlardan aldığımız sancağı inanç ve azimle taşımaktan gurur duyuyoruz. 12 Eylül, Emperyalizmin yüksek gerilim atmosferinin Türkiye’yi kuşatması halinde Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına bir kumpas, demokrasinin gerekliliğine yapılan bir zulümdür. Bugün daha güçlü ve inançlı bir şekilde varlığını sürdüren Milliyetçi-Ülkücü Hareket, başaramadıklarının ve asla da başaramayacaklarının delilidir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği gibi “12 Eylül zulümdür, zillettir, hezimettir, rezalettir, cinayettir; 12 Eylül cuntasına beden ve beyin olanlar ise tek kelimeyle zalimdir. Darbeler, Türk demokrasi kültürünü zehirlemiştir. Milli iradeyi örselemiştir. Vesayeti özendirmiştir Statukoyu beslemiştir. Her darbe, her muhtıra, her kalkışma, her ara rejim özlemi hiç şüphesiz gayri ahlakidir, gayri meşrudur, gayri millidir, gayri insanidir.” Bu vesileyle, emanetlerine leke düşürmeden, gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğimiz merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e ve tüm dava şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, aziz hatıralarını saygıyla yâd ediyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun” diye konuştu.