DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli °C
Denizli
°C
°C
°C
°C
°C

Ramazan Ayı Nasıl Güzelleşirdi

04.03.2025 18:28:05 | SON GÜNCELLEME 04.03.2025
A+
A-

 truvaxakü

Ramazan ayı gelmeden başladı evlerde hazırlıklar.
Börekler, sarmalar, köfteler neler neler derin donduruculara itinayla depolandı.
“Bugün ne pişirsem, iftara ne yapsam?” derdi sardı oruçluları.

Çarşı pazarda bir Ramazan coşkusu. Türlü nimetler renk renk.
Fiyatlarsa katlandıkça katlandı.

Ramazan ayı inanan insanların hayatına yine tüm renkleriyle geldi.

Zengin iftar sofraları kurulmakta birçok yerde.
Evlerde masalar donanıyor akşam oldu mu.
Sokaklarda iftar çadırları yer yer.
Daha dün gördüm hastane bahçesinde.
Şehir dışından gelenler var. Araba içlerinde kalıyorlar battaniye yorgan.
“Onlara iyi oldu” diye düşündüm bu çadırda verilen akşam yemekleri.

Pide kokusu var fırınlarda.
Pide kuyrukları uzun uzun.
El kadar pide 20 tl.
Almalı elbet, Ramazan’a has ekmeği.
Başka zaman çıksa da bu aydakinin tadı bir başka mı ne?

Lakin her eve giremiyor bu nimet.
Sıcak pidenin ucundan koparıp yiyemeyen dünya çocuk var etrafta.

Onun için bir grup gönüllü “Askıda Pide” uygulaması başlatıverdiler çarçabuk.

İhtiyaç sahibi insanlar, fırından gidip pidelerini alıyorlar iftar vakti.
Çocuklar, nineler, dedeler sırada.
Bir pide bile onlar için nasıl kıymetli bu zamanda.
Alamıyor.
Yok…

Dün Afrika’dan bir görüntü geldi telefonuma.
Sudanlı yetim yavruların videosu.
Ellerinde plastik taslar, çorba bekliyorlar. Nasıl bir telaş.
Acı bir çaresizlik ve yokluk ki…

Görüntüyü açmadan az evvel markette alışverişteydim.
Onu da alayım, bunu da alayım, akşama hadi şunu da yapayım derdindeyken bu yavruların derdi geldi oturdu içime.

Bazı hayırseverler oralarda sofralar kurduruyor.
Tabii yeterli değil. Herkes oturamıyor sofraya.

Oturanlar kalkınca kalan yavrular tepside ne varsa sıyırıyorlarlar.
Elleriyle siliyorlar tepside kalan yemek artıklarını ağızlarına götürüyorlar.
Bir pirinç tanesini bile minik parmaklarıyla bulup yiyorlar.

Çünkü açlar. Çünkü doymuyorlar hiçbir vakit. Yine de nasıl gülüyor yüzleri. Nasıl masumlar?

Dünya kuruldu kurulalı insanlık açlıkla sınanıyor.

İşte Gazzedekiler.
Evlerine döndüler de ev yok, mutfak yok, aş yok.

İşte yanıbaşımızdaki komşumuz.
Çöpten ekmek toplayan teyze.
Pazarda dökülen yeşillikleri toplayan amcalar…

Ve diğer yanda tüm bunları temize çekmemizi isteyen mânâsıyla gelen bir Ramazan ayı.

Sadece yemekten içmekten kesilmekle mi oruçlu olunuyor?
Yüzümüzü yıkarken ağzımıza su kaçarsa orucumuz bozulur mu?
Ya da yanlışlıkla bir lokma atsak ağzımıza?

İnsanlık orucunu ne vakit tutacak ruhlarımız peki ya?
Sevgi, saygı, güven, dostluk, iyilik, yardımlaşmaya hasret kaldığımız zamanlarda “ondan bana ne” mi diyeceğiz yine?

Görmezden mi geleceğiz açları, susuzları?
Evine ekmek girmeyenleri?

Duymayacak mıyız ağlayan yavruların sesini?

Sahi neydi Ramazan, oruç, inanç?
Yanıbaşındaki düşküne el uzatırken, kıtalar ötesindeki canları da unutmamak mıydı?

Elden ne gelirse bölüşmek miydi can ayırt etmeden?
Bir tabak da fazladan koymak mıydı sofraya?
Eve pide alırken bir pide de düşkünün eline vermek miydi?

Sahi nasıl güzelleşirdi Ramazan ayı, nasıl güzelleştirirdi ruhlarımızı?

YAZAR: Dilek Tuna Memişoğlu

 talipgsm
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.