Şiddet gören kadın kendini suçluyor
Son günlerde artan şiddet olaylarına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, yaşadığı şiddeti paylaşan kadının, yeterli desteği görmediğinde içine kapandığını, gördüğü şiddetin kendi suçu olduğunu düşünmeye başladığını ifade ederek, “Fiziksel şiddet sonrası ruhsal ve bedensel travma yaşayan kadınlar kendi içlerinde savaş vermektedir ve genellikle yaşadıkları şiddeti maskeleme eğilimi gösterir” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Samsun’un Canik ilçesinde, sokak ortasında eski eşi tarafından 5 yaşındaki kızının önünde vahşice darp edilen ve sosyal medyada yankı uyandıran olaya benzer ve bazı kadınlarında hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan şiddet olayları, özellikle son yıllarda önemli ölçüde artış gösterdi. Kadına yönelik şiddete yönelik yapılan çalışmalar ise kadınların genellikle yakın çevresindeki kişilerin saldırısına maruz kaldığını da gözler önüne seriyor.
Fiziksel şiddet sonrası ruhsal ve bedensel travma yaşayan kadınların kendi içlerinde savaş verdiğini dile getiren Medicana International İzmir Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, “Kadınlar genellikle yaşadığı şiddeti maskeleme eğilimi gösterir. Özgüven kaybı gibi yaşadığı ruhsal problemler bir tarafa fiziksel şiddetin bedeninde bıraktığı izleri gizlemek için sosyal yaşamdan uzaklaşma eğilimi gösterebilir. Kadının davranışlarını korkuya dayalı olarak kontrol etmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılan kaba kuvvetin, kadınların ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri kaçınılmazdır” dedi.
İçine kapanıyorlar
Yaşadığı şiddeti paylaşan kadınların, yeterli desteği göremediklerinde çaresiz hissederek içlerine kapandığını, şiddetin kendi suçu olduğu düşüncesine kapıldığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, “Kadınlar bu durumda, şiddetin kendi suçu olduğu düşüncesine kapılabilir ve boyun eğici yaklaşım sergileyebilir; ayrıca şiddet uygulayan erkeğin şiddetin sorumlusu olarak kadını göstermesi kadının kendini suçlamasına yol açar. Şiddete maruz kalan kadınlarda stresle olumsuz baş etme yöntemi olarak kendini suçlama ve sosyal geri çekilme görülürken, etkili baş etme yöntemi olarak uzaklaşma ve aile desteği görülmektedir. Kadınlar, sosyoekonomik durum, şiddet algısı, evlilikle ilgili geçmiş yaşam öğretilileri nedeniyle şiddetin tolere edilebilir bir durum olabileceği düşüncesinde olabildikleri için etkili baş etme yöntemlerini kullanamayabilirler” diye konuştu.
İntihar eğilimi de görülebiliyor
Şiddet mağduru kadınlarda yoğun biçimde; yalnızlık, korku, çaresizlik, endişe, öfke, utanç, huzursuzluk, ümitsizlik, suçluluk gibi duyguların hakim olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Burçin Deniz, şöyle devam etti:
“Yaşadıkları sorunlarla baş edemediklerinde kadınlarda akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, sosyal geri çekilme, anksiyete bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı, depresyon, uyku bozukluğu, gibi birçok ruhsal sorunla birlikte intihar eğilimi de görülebilmektedir. Ruhsal sorunlar dışında kadınların stresle başa çıkma, problem çözme becerilerinin geliştirilmesi, kendilik değerinin yükselmesi, şiddet algısının değerlendirilmesi, şiddetle ilgili farkındalık kazanmak ve sosyal ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla da psikolojik destek almaları önerilmektedir.”