Sultan Sarı Baba – Sarayköy – Tekke Mahallesi
Sultan Sarı Baba’nın Türbesi, Sarayköy’e 20 kilometre uzaklıkta olan Tekkeköy Mahallesi mezarlığındadır. Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, Horasan’da doğduğu, İslâm’ı yaymak üzere bölgeye geldiği ve 13. yüzyılda yaşadığı tahmin edilmektedir. Türbenin etrafında 800 ve 900 yıllık karaselvi ağaçları bulunmaktadır.
Sultan Sarı Baba, yörenin ve zamanının önemli dervişlerinden olduğu ve yedilerden olduğuna inanılmaktadır. Sağlığında türbenin olduğu yer onun tekkesidir. Birçok talebe yetiştirdiği ve birçok keramet gösterdiğine inanılmaktadır. Kerametleri yörede hala anlatılmaktadır. Türbenin bahçesinde, üflenerek geyik sesi çıkardığına inanılan iki delikli taş bulunmaktadır. Yakın dağlarda ve ovalarda mukim olan diğer derviş arkadaşlarını toplantıya çağırmak için bu taşları kullandığı söylenmektedir. Denizli’nin en çok ziyaret edilen türbelerinden birisidir.
Rivayet odur ki; çırılçıplak soyunarak sokaklarda gezecek kadar deli bir kadını, belki Sultan Sarı Baba tedavi eder ümidi ile tekke hücresine kapatılmıştır. Gece vakti Sultan Sarı Baba deliyi hücresinde ziyaret etmiş ve “Benden ne istersin?” diye sormuştur. Deli Kadın: “Üç avuç altın isterim” diye cenap vermiştir. Sultan Sarı Baba da: “Sana para değil, akıl lazım” diyerek, başını eliyle dokundurmuş. Sabahleyin köy halkı tekkeye geldiğinde, kadın iyileşmiş ve namaz kılar vaziyette bulmuşlardır.
Köyde Ramazan ayı da dâhil olmak üzere düğünlerde, eğlencelerde, sünnet törenlerinde deprem olacağı, fırtına kopacağı ve insanın başına kötülükler geleceği inancıyla davul çalınmadığı ve yasak olduğu söylenmektedir. Tekkeköy’de davul çalmanın yasaklanmasının hikâyesi yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Köylülerin inanışına göre, 13’üncü yüzyılda Horasan’dan bölgeye İslamiyet’i yaymak için gelen Sultan Sarı Baba’nın yaşadığı yıllarda ve öldükten sonrada davul sesinden hoşlanmadığına inanılmaktadır.
Rivayete göre; Sultan Sarı Baba öldükten bir süre sonra komşu Çubukdağ köyünden Tekkeköy’e gelin almaya gelmişler. Konvoydaki davulcu, Sultan Sarı Baba Tekkesi’ni görünce davul çalmayı hemen kesmiş. Düğün sahiplerinin ısrarlarına rağmen çalmayı reddeden davulcuyu dövmüşler. Çaresiz kalan davulcu yeniden çalmaya başlamış. Kısa süre sonra köyde büyük bir deprem olmuş ve ardından fırtına kopmuştur. Davulcu ve çalması için ısrar eden insanlar oracıkta ölmüş. Bu olaydan sonra da Sultan Sarı Baba’nın ruhunun rahatsız olduğuna inandığından dolayı köyde davul çalmak yüzyıllar önce yasaklanmış.
Tekkeköy’de yüzyıllar önce anlatılmaya başlanan bu efsaneye rağmen az da olsa bazı köylüler bu inanışa aldırış etmeyerek düğün veya nişanında davul çaldıranlar olmuş ama her davul çaldıranın başına felaket gelmiş.
Son olarak 2012 yılında evlenen Gülşen Çetin ve Özcan Beşer çifti de davul çaldıranların kervanına katılmış. Ancak davulun çalmaya başlamasıyla birlikte ortalık buz kesmiş. Çok sert ve soğuk bir rüzgâr köyü etkisi altına almış. Kıyamet günü gibi gökte kara bulutlar toplanmış. Yerde fırtınadan göz gözü görmez hale gelmiş. Herkes gibi davulcu da korkarak çalmayı hemen bırakmış. Bu olay on dakika içerisinde gerçekleşmiş. Köylüler o günün akşamı da ikinci bir fırtınayla karşılaşmışlar. Sarayköy merkez, belde ve köylerini etkisi altına alan fırtına hayatı felç etmiş. Beş dakika süren fırtına, ağaç ve tabelaları yerinden sökerken, özellikle evlerin çatılarında büyük hasar meydana getirmiş. İşte bunlardan dolayı davul sesinin Sultan Sarı Baba’ya rahatsız ettiği, köyde davul çalınmaması gerektiğine inanılmış.
Şimdi İslam’a ve insanlığa yaptığı hizmetlerin huzuru içerisinde, Sarayköy ilçesi, Tekkeköy mahalle mezarlığında, kendine mahsus türbesinde, ebedi uykusunda yatmaktadır. Yolunuz Sarayköy -Tekkeköy’e düşerse, Sultan Sarı Baba’nın ruhu için bir Fatiha okumayı unutmayın.
(Kaynak: Denizli’nin Evliyaları ve Türbeleri, Selvi Yayınları, İbrahim Afatoğlu)
Gazeteci ve Sunucu – Yazar: Fatma Aybüke Afatoğlu