Türkan Ersoy’un yazdığı ‘Kendine Yeşillenmek’ Kitabı raflarda yerini aldı

Türkan Ersoy’un yazdığı kendine yeşillenmek kitabının il baskısı raflarda yerini aldı.

Türkan Ersoy “Kendine Yeşillenmek” başlığındaki yazılarım ile beş ay burada birlikte olduk.

Kitabın ilk baskısı gerçekleşti. Sizlerle paylaşmanın tatlı heyecanı içindeyim.

“Kendine Yeşillenmek” ilk kitap çalışmam. Gözlemlediğim, hissettiğim, acıdığım, acıttığım birçok olayı kendi inançlarımdan, yargılarımdan ayırarak okuyucuyla buluşturmaya özen gösterdim.

Bu kitap gerçek yaşanmış olaylar üzerinden kurgulanmıştır. Her bölümün sonunda soru ve cevaplarla devam edilmiştir. Sorulara yaptığım yorumlar ve cevaplarda iş hayatındaki deneyimlerimi, psikoloji, NLP, iletişim, nöroloji felsefe alanlarında aldığım eğitimleri ve koçluk çalışmalarımdaki tecrübelerimi kendime rehber edindim.

Kitap mayıs ayı itibariyle bilinen tüm internet sitelerinde satışa sunulmuştur. Yakın bir zamanda kitapevlerinde de yerini alacaktır. İlk olarak Kırmızı Kedi Kitabevi’nde haziran ayı itibariyle raflarda yerini aldı.

Herkesin kendi yaşantısından parçalar bulmasını, düşünmesini, gülmesini ve yaşadığı olaylara yüklediği anlamlar nedeniyle kaybedilen kıymetli zamanları fark etmesini istedim. Özellikle iş hayatından getirdiğimiz, kanayan yaraların nasıl da tüm hayatımıza virüs gibi yayıldığını ve çoğu olayların aslında yanılsama olduğunu hep beraber görelim istedim.

Hayatın sürekli düz çizgi olmadığını, düz çizginin yok olmak olduğunu düşünürsek, tali yolların sevimliliğini de yine birlikte görelim istedim. 

‘KENDİNE YEŞİLLENMEK’ KİTABININ KISA ÖZETİ

Kitapta ana kahramanımız Defne Atanur içindeki boşlukları dışarıda gördüğü evlerle, insanlarla doldurmaya çalışan, yuvayı, huzuru arayan, ne aradığını da pek bilmeyen deli fişek bir kadın. Bazen siz, bazen iş yerinden biri, bazen arkadaşımız, bazen dostumuz, bazen patronumuz, bazen yöneticimiz, bazen sevgilimiz, eşimiz… Kısacası hepimizden bir parça o. Cinsiyet bağımsız, etrafımızda binlerce Defne var.

Defne’nin gözlemleri ile oluşan kitapta önemli hedeflerden biri,  hepimizin birbirimizden habersiz yaşadığı ortak kederlerimize, neşemize, öfkelerimize dikkat çekebilmek, olaylara daha farklı bakış açıları ile bakabilmek. Aynı zamanda hayatın temeli olan ilişkilerimizdeki temel iletişim becerilerine dikkat çekmek. Her birimiz iletişim sanatçısı olsak eminim dünya bambaşka bir yer olurdu. İlk önce tabii ki kendimiz ile kurduğumuz iletişim. İletişimi en fazla etkileyen parametrelerden biri algılama şeklimiz. Yorumlarımız, davranışlarımız, ilişkilerimiz algılama şeklimizden etkilenir.  Algılarımızın nasıl oluştuğunu bilmemiz değiştirmek istediğimiz davranışlarımız için önemlidir. Hayatın içinden geçerken daha fazla mutlu anılar biriktirmek için ilk önce kendi sistemimizin nasıl çalıştığı öğrenmenin önemini anlamalıyız. Şuna yürekten inanıyorum; mutlu birey, mutlu ailedir, mutlu aile mutlu toplumdur, mutlu toplum mutlu ülkedir.

Kitabın ilerleyen sayfalarında Defne Atanur her bölümde farklı bir durumu ile karşımıza çıkacak. Bazen özel hayatı, bazen iş hayatı baskın olacak. Bazen anne, bazen kadın, bazen patron, bazen çalışan, bazen korkak, bazen cesur birçok rollerde tanıyacağız. Bazen de cinsiyetsiz olacak.

Defne’nin hayatı kendini tanımasıyla, kendini fark etmesiyle, kendisiyle konuşmasıyla farklılaşmaya başladı. Dünyanın, yaşadıklarının daha fazla ayırdına vardıkça yaşamdan keyif almaya başladı.

KİTAPTA İŞLENEN KONULAR

Her bölümde Defne’nin yolculuğu gerçek olaylarla anlatıldı. Bölüm sonundaki sorularda aşağıda belirtilen konular ele alındı.

1. Hayat Herkesi Aynı Sıradan Başlatmıyor…

Dünyaya ilk geldiğimizde fiziksel olarak tanınmamızı sağlayan fiziksel hüviyetimizin oluşumu. Benim “İçsel Hüviyet” dediğim kendimizi kabul etmek, onaylamak ile ilgili duygu ve düşüncelerimiz. Hangi sorularla vakit kaybediyoruz.

Beyin esnekliği yani nöro plastisite denen kavram bize neler katıyor?

2. Defne’nin İstanbul-İzmir Yolculuğu

Sıklıkla duyduğumuz bilinçaltı(bilinçdışı) nedir? Etki alanları?

Hayatımızı kolaylaştırmak için herkesin bilmesi gerektiğine inandığım psikolojide ‘bağlanma teorisi’ olarak adlandırılan kuram hayatımız boyunca ilişkilerimizi nasıl etkiliyor?

3. Defne’nin Çalışma Hayatı

Düşünce sistemimizi fark etmek. Düşüncelerimiz nasıl oluşuyor? Hangi filtrelere takılıyor? Düşünce filtreleri, düşünce çarpıtılmaları, yani kendi kendimizi haklı çıkarabilmek adına nasıl kendimizi kandırıp hayatımızı derinden etkiliyoruz?

4. Çalışmak İbadet mi?

Düşünce esnekliği nedir? Nöro plastisite hayatımıza neler katabilir? Düşünce sistemi değiştirilebiliyor mu? 

5. Hayat Çekilişlerle Dolu.

Düşünce esnekliği ile ilgili gerçek olayların kurgusuna devam edildi. Toplumumuzdaki aile yapıları ve kişilerin karakterlerine, yaşantısına etkileri anlatıldı.

Görüşünceye kadar sevgiyle kalın. Etrafımızda kendine yeşillenenlerin artmasını yürekten diliyorum.