Denizli’de Antik Kent Yok Oluyor
Denizli’nin Sarayköy ilçesi Hisarköy Mahallesinde bulunan M.Ö. 2’nci yüzyılda kurulduğu tahmin edilen Attuda Antik Kenti, 2 bin 200 yıldır kesintisiz yaşamın tanığı olarak tarihi dokusunu koruyor. Helenistik dönemde kurulmuş ve Roma İmparatorluğu, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine tanıklık etmiş olan bu antik kent, günümüzde ise maalesef kaderine terk edilmiş durumda.
1’inci Derece sit alanı olan Attuda Antik Kenti’nde, tarih kokan mirası korumak adına bir çivi bile çakılması yasakken, burada yaşayan halk da maalesef terk etmiş Attuda’yı. Tarih kokan sokaklarında dolaşırken terk edilmiş ölü bir kenti andıran antik kentte, parmakla sayılacak kadar az ve yaşlı vatandaşlar kalmış durumda.
Attuda Antik Kenti’nin restorasyonu ve turizme kazandırılması için Pamukkale Üniversitesi arkeologları tarafından projelendirilmiş ve Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş da büyük bir ilgi göstermiş. Ancak tüm bu çabalara rağmen, şu anda ne gelen var ne de giden. 2 bin 200 yıllık tarihine tanıklık eden Attuda Antik Kenti, kaderine terk edilmiş ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Bu büyülü antik kentin yok olmaktan kurtarılması ve tarih kokan mirasının gelecek nesillere aktarılması için acilen restorasyon işlemlerine başlanması gerekiyor. Unutulmuşluğa terk edilen bu tarih hazinesinin restorasyonu ve turizme açılmasıyla, Denizli’nin zengin tarihine ışık tutacak bir miras canlandırılabilir olacaktır.
Taştan yolları, tarihi binalar ve sokaklarından tarih fışkıran Attuda Antik Kenti’nde 142 bina tescillenerek koruma altına alınmış. Köyde tarihi değirmen, tarihi cami ve evlerin duvarlarında tamgalar bulunuyor. Tarihi Attuda Camisinin önünde bulunan antik blok ise musalla taşı olarak kullanılıyor. Tarihi taş evlerde ise tarihi kilim ve halı dokuma tezgahlarına bakarken büyülenmemek mümkün değil.
Denizli’nin merkezinde bile müze bulunmazken Attuda’da köylülerin kendi imkanlarıyla topladıkları tarihi eserleri sergilemek için müze yapmışlar. Müze defalarca soyulduktan sonra, buradaki tarihi eserler Denizli Müze Müdürlüğü tarafından alınmış ancak şu anda bu tarihi eserlerin nerede olduğu köylüler tarafından bilinmiyor. Yine köylülerin kendi imkanları ile topladıkları tarihi eserleri cami avlusunda toplayıp sergilemişler.
Attuda’ya girişte bulunan onlarca mağara tarihi eser kaçakçıları tarafından kazılıp talan edilmiş, evler tek tek yıkılmaya yüz tutmuş, tarihi değirmen ise harabeye dönmüş ve yetkililerden ilgi bekliyor. Deyim yerindeyse 2 bin 200 yıllık bir tarih kaderine terk edilmiş, burada yaşayanlar da kenti terk etmişler, kalan halk ise buraların restore edilip, canlandırılmasından umudu kesmişler.
MUHTAR AŞKIN ŞEN; ATTUDA YOK OLUYOR, TARİH YOK EDİLİYOR!
Hisarköy Attuda muhtarı Aşkın Şen, “Köyümüzün her yerinden tarih fışkırıyor ama binlerce yıllık tarih yok olmak üzere, yetkililerden sesimize kulak vermelerini istiyoruz. Defalarca kez müracaat etmemize rağmen büyüklerimizden ilgi gösteren yok, gelen giden kimse yok. Attuda da birçok yerin çizimi ve projelendirilmesi Pamukkale Üniversitesi tarafından yapıldı, yapılalı 2 seneyi geçti ama 2 senedir Attuda’ya uğrayan kimse olmadı. Köyümüzün restore edilmesi, canlanıp ayağa kaldırılmasını ve turizma kazandırılmasını istiyoruz. Biz uğraşıyoruz ancak Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulundan bir türlü izin alamıyoruz. Bir kiremit değiştirmek için plan proje istiyorlar. Yolumuz var çöktü onu bile yapamıyoruz. Binlerce yıllık tarik maalesef kaderine terk edilmiş durumda, acilen yetkililerde tarihimize sahip çıkmalarını ve burayı turizme kazandırılmasını bekliyoruz” dedi.
SALİH AMİROĞLU; ATTUDA TEKSTİLİN DOĞDUĞU YER DİYEBİLİRİZ
Eski Denizlispor Başkanlarından Salih Amiroğlu, “Attuda 1. derece sit alanı olduğu için halk dağıldı çoğu da Denizli’ye yerleşti. Bizim çocukluğumuzda Denizli’de sinema yokken burada sinema vardı. 6,7 bakkalı olan çok sosyal bir yerleşim alanıydı. Şimdi ise terk edildi, halkın burayı terk etmesiyle birlikte tarihte kaderine terk edildi. Burayı tekstilin doğduğu yer olarak nitelendirebiliriz. Şallar burada üretilip kralların eşlerine buradan gönderilirmiş. Bu tarih yok edilmemeli, burası turizme açılmalı ve insanlara gelir kapısı elde edilip yerli halk tekrar geri gelmeli, inşallah bir an önce bir şeyler yapılır ve burası turizme kazandırılır” diye konuştu.
RÜŞTÜ YAYLALI; ATTUDA’NIN BİR AN ÖNCE TURİZME KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ
Attuda Kentinin yerlilerinden ve Attuda’nın restöre edilmesi ve turizme kazandırılması için çok emek veren ve bizlere rehberlik eden Rüştü Yaylalı, Attuda’ya bir an önce gereken önemin verilmesini ve tarihin yok edilmesine seyirci olmalarına çok üzüldüğünü söyledi. Yaylalı, “Attuda Kenti eski çağlardan beri Yaklaşık 3 bin yıllık bir yerleşim yeri burası, kaç dönem insan yaşamış, Selçuklu, Osmanlı dönemlerini yaşamış. Köyün her yeri tarih dolu, eski çağlardan kalmış tarihi eserlerde var. Selçuklu döneminden var, yeni Cumhuriyet döneminden var. Tarihi eserler tamamen yok oluyor. Eski taş evler yıkılıyor. 2 Sene önce Pamukkale Üniversitesi’nden hocalarımız geldi, yüzey araştırılması başladı. Rölevi çalışmaları başladı. Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş da yüzey çalışmaları zamanında çok katkı koydu, çok emek verdi ama sadece onun çabaları yetmedi. Sonrasında da bütün çalışmalar öylece kaldı. Bir an önce restorasyon çalışmalarına başlanmasını istiyoruz. Yoksa tarih yok oluyor. Eski taş evler yıkılıyor, Köyümüzün turizme kazandırılması ve tarihimizin gün yüzüne çıkması için gerekenlerin yapılmasını yetkililerden istiyoruz.
RIFAT SULUYAYLA; BİR ÇİVİ DAHİ ÇAKTIRMIYORLAR AMA KENDİLERİ DE YAPMIYOR
Rıfat Suluyayla; Attuda Kentini hiç terk etmeyen, Attuda ile bütünleşen 81 yaşında hala Attuda’nın turizme kazandırılması için uğraşan emektarlardan biri. Rıfat Suluyayla, Attuda’nın sit alanı olduğu için bir çivi bile çaktırılmadığını, kendi çabalarıyla bir şeyler yapmak istediğini ancak Aydın Varlıkları Koruma Müdürlüğü tarafından izin alınamadığını söylüyor. Suluyayla, “Evlerimizin küçücük tamiratında bile Aydın’dan izin almamız isteniyor. Bize evlerinize dokunmayacaksınız diyorlar. Dokunmayalım ama evler tek tek yıkılıyor ve tarih yok oluyor. Buraya bu halde bile turist çok geliyor. Her yer pis, belediye gelip temizlik de yapmıyor. Camimiz var kaç yıldır yapacağız diyorlar fakat yapmıyorlar. Mezarlarımız var ziyarete gidemiyoruz, ziyarete sadece bayramlarda izin veriyorlar. Kendileri de bir düzenleme yapmıyor. Biz en azından mezarlarımızı yapabiliriz ama yaptırmıyorlar. Yol göçtü, arabalar geçemiyordu. Muhtar yolu düzenledi diye mahkemeye verdiler, muhtar 6 aydır mahkemeyle uğraşıyor” dedi.
SULUYAYLA; ARAYIP SAKIN GAZETECİLERE RÖPORTAJ VERME DEDİLER
Rıfat Suluyayla gerçekten Attuta ile bütünleşmiş tarih gibi bir adam, kendisiyle röportaj yaparken, “Sizin buraya geldiğinizi bilenler duyanlar var, beni aradılar, ‘Sakın gazetecilere röportaj verme’ dediler. Anlatmak istediğim çok şey var ama anlatamıyorum.” şeklinde konuştu.