DOLAR 32,2020
EURO 35,0069
ALTIN 2.504,53
BIST 10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli 31°C
Az Bulutlu
Denizli
31°C
Az Bulutlu
Paz 33°C
Pts 33°C
Sal 34°C
Çar 29°C

Kartal İle Serçe

20.04.2021 01:00:12 | SON GÜNCELLEME 20.04.2021
A+
A-

Kartal ile serçenin hikâyesine başlamadan önce bu yazının isteklendirme amaçlı yazıldığını belirtmek isterim. Yazım tarzı biraz basit gelebilir, fakat hikâyenin konusuna odaklanmanın daha doğru olacağı kanısındayım.

Günlerden bir gün kendine has karakteri ve inadı olan bir adam varmış, kendini ne biliyorsa doğru ne biliyorsa haklı sanırmış. Arkadaşları ile tartıştığı ve bağrıştığı bir gün konu dönmüş dolaşmış rızık çalışmaktan mıdır? Yoksa Tanrı’dan mıdır? (bundan sonra Türkçesi azık olarak anacağız) konusuna gelmiş.
Rızık, İslam İnancına Göre Türkçe Anlamı (Azık) : Her insana tanrı tarafından ayrıldığına inanılan,
yaşaması ve doyması için gerekli maddi şeyler bütünüdür.
Yine bağırmış çağırmış evirmiş çevirmiş yine kendi bildiğini okumuş. O akşam evine dönerken iki
kanadı kırık bir ayağı sakat bir serçe görmüş. İçinden fırsatın ayağına geldiğini düşünerek bakalım
tanrı küçücük serçeye bile azık bahşedecek mi diyerek beklemeye koyulmuş. Tam hava kararmak üzereyken serçenin gagasının tam önüne bir parça et düşmüş ve adam şaşkınlık içerisinde gökyüzüne bakarak görmüş ki hayatının devamına yani yeni bir 40 yıla karar vermiş gagaları parıl parıl pençeleri, sivri ve kıvrak tüyleri rengarenk bir kartal (bu hikayeye bakınız) avını yakalamış sindirirken bir parça eti serçenin gagasının önüne düşürdüğünü görmüş. Serçe de gagasını birazcık uzatıp o eti yiyince adam demiş ki “aaa tamam denilenler doğruymuş, arkadaşlarım bu sefer haklıymış gerçekten de azık Tanrı’dan” diyerek eve gitmiş yatmış.

 1 gün 2 gün 3 gün derken işe gitmez olmuş, sonrasında eşi merak ederek neden işe gitmediğini neden her şeyi bıraktığını sormuş. Adam başından geçenleri bir bir eşine anlatarak azık’ın Tanrı’dan geldiğini ve bu yüzden sürekli yattığını çalışmadığını söylemiş.

 gölcükhalı

 Eşi ikna edemez hale gelince arkadaşları gelmeye başlamış dediğim dedik bir kişilik olan adamı bir türlü vazgeçirememişler. Azık Tanrı’dan diyerek çalışsam da çalışmasam da azık Tanrıdandır demiş.

Eşi, işin içinden çıkamayınca köyün bir bilgesine başvurmuş. Bilge adam adama derdinin ne olduğunu sormuş ve bizim dediğim dedik başından geçen olayı bilge adama bir bir anlatmış. Çalışmaya gerek olmadığını ve nasıl olsa bir şekilde Tanrı’nın azık bahşettiğini söylemiş.
Uzun uzun dinleyen bilge adam sakin bir şekilde “evladım azığın Tanrı’dan olduğunu çok iyi anlamışsın ama olayları çok yanlış yorumlamışsın.” Serçe azığını nasıl arıyordu? Yerde durarak. Peki kartal nasıl arıyordu? Gökyüzünde uçarak. İşte sende artık kararını ver hangisi olmak istediğine. Yerdeki serçe gibi mi? Yoksa yukarıda uçan kartal gibi mi? demiş.


Bu hikaye aslında hepimize çok şey öğretiyor. Bilgenin, adamın karşısına koymuş olduğu seçim
o kadar çok şey öğretiyor ki anlayabilene. Sevgili okurlar, biz hayatımızda o kadar çok yalnızız ki
yanımızda sadece seçimlerimiz var ve her zaman seçimlerimiz olacak. İnsan sadece seçimleri ile yaşar seçimleri ile değerlendirilir ve öldükten sonra bile bu hayatta yapmış olduğu seçimleri ile
değerlendirilir.
Hayatın her zaman doğru tarafında yer almak, işin kolayını değil zor olsa bile doğrusunu yapmak
gerekir. Hangisinin doğru olduğunu da sokaktan, arkadaştan veya aileden öğrenemeyiz. İnsan
deneyerek, çalışarak, uğraşarak, sıkıntıların üstesinden gelerek kendi alnının teriyle öğrenir. İnsan korkularına o kadar çok vakit ayırır ki, hayallerine vakit kalmaz. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü hiç önemli değil.

Olayın kalıp formülü : 100 Milyar Nöron * 50 Adet Kimyasal – Korkular = Başarının Başlangıcı Bu formülü uygulayabilen ve doğru kullanabilen bu işi başarıyor.
Olmak istediğimiz yeri hayal edelim. Olmak istediğimiz yer kartalın olduğu yer, şimdiki yerimiz ise
serçenin olduğu yer. Yapacaklar listemizdeki her şeyi yapmaya başladığımızda nerede olduğumuzun hiçbir önemi yok. Hepsini bir bir inşa etmeye devam etmeliyiz ve bundan sonra karşımıza çıkan herkese bir kartal olacağımızı söyleyeceğiz ve bu hikâyeyi anlatacağız.
Bize inanıp inanmamaları hiç önemli değil! İnansalar da inanmasalar da kartalın yerinde olduğumuz o gün dağlar önümüzde diz çökecek, dalgalar daha sert vuracak ve dahası bizi seyretmek ve görebilmek için başlarını yukarıya kaldırmak zorunda kalacaklar.

 gölcükhalıosmankacar
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.