Kritik Dönemde Türk Dünyasının Geleceği: Diplomasi ve İşbirliği Yolunda

Öncelikle bu metinde dile getirilen görüşlerin tamamen kendi özgün düşüncelerim olduğunu belirtmek isterim. Bu yazının amacı, bazı hassas konuları ele alarak daha geniş bir perspektif sunmak ve konuları daha ayrıntılı bir şekilde incelemektir. Son dönemdeki uluslararası gelişmeler, özellikle Kerkük, Azerbaycan, ermenstn ve Türk dünyasındaki diğer faktörler üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir. Bu metinde, bu konuları daha yakından inceleyerek, gelecekteki olası senaryoları ele almaya çalışacağım.

Ne Oluyor ?

Sözde müttefikimiz Kerkük’te kürtler ile başaramadığını Azerbaycan’da ermeniler ile başaracağını düşünüyor yani krdstan dedikleri yapbozu tamamlamaya çalışmaktadır. Kerkük’te ülkemizi problemin içine çekerek içimizdeki eğitilmiş kaçaklarla bir çılgınlık denemeye hazırlanıyor. Ermenstn ve amerika’nın ortak askeri tatbikatı sonrası Rusya buna izin vermeyecek ve ermenstann ensesine bir tokat vurarak Azerbaycan’lı kardeşlerimizin işgal altındaki topraklarını geri almasına engel olmayacaktır. Bu da kardeşlerimizin ve bizim Türk birliğimizin adına iyiye işaret olacaktır lakin bedelinin tamamen Azerbaycan’ın ödememesi kaydıyla. Yine müttefikimizin müttefiki iran tehdidi yüzünden buna siyasi ve silah olarak büyük destek verecektir.

Ne Olmalı ?

Kerkük meselesi, Türk dünyasının tarih boyunca önemli bir parçası olmuş ve hala önemini koruyan karmaşık bir konu. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da kazandığı zafer, diğer bölgelerdeki etkileşimlere neden olabilir. Ancak, uluslararası toplumun bu tür olaylara müdahale etme yeteneği ve isteği unutulmamalıdır. Rusya’nın bu tür gelişmelere nasıl tepki vereceği belirsizdir. Ancak, Rusya’nın bölgedeki etkisi göz ardı edilemez. Ayrıca, İr*n’ın bu konudaki pozisyonu da dikkate alınmalıdır. Her iki ülke de bölgedeki dengeyi etkileyebilir.

Türk birliği fikri, Türk dünyasının bir araya gelmesi ve işbirliği yapması anlamına gelir. Ancak bu tür bir birlik oluşturmak, diplomatik ve siyasi zorluklarla doludur. Türkmeneli’nin geleceği, Türk devletleri arasında işbirliği ve diyalog yoluyla çözülmelidir. Türk birliği, daha samimi daha sağlam adımlar atarak suriye ve ırak topraklarında özgür Türkmeneli Cumhuriyeti’nin ilan edilmesini sağlamalı veya Türkiye topraklarına bağlanmasını sağlamalı ve kendilerini devlet statüsünde Türk birliği içerisine dahil etmelidir. Bu ve buna yönelik çalışmalarını hızlandırmalıdır. Laçin koridorunun güvenliği artırılarak iran içerisinde Türk varlığı daha da bilinçlendirilmelidir. Türkiye’nin Ukrayna’daki Türkler ve Çin’deki Uygur Türkleri için baskı yapması, uluslararası ilişkilerde karmaşıklığa yol açabilir. Bu tür durumların ele alınması şimdilik son olarak Ukrayna sınırları içerisindeki Türkler için Rusya’ya ve Çin işgalinde bulunan Uygur Türk’leri için Çin’e uluslararası hukuk ve insan hakları ilkelerine saygı gösterilerek baskı uygulamalıdır.

Türkiye’nin stratejik konumu, enerji taşımacılığı, tarım ve diğer alanlarda büyük bir potansiyele işaret ediyor. Bu potansiyeli kullanmak için diplomasi ve ekonomik işbirliği önemlidir. Alanında uzman diplomatlarla gece gündüz ülke ve vatandaşların geleceği için adımlar atılmalıdır.

Olur Mu ?

Olur. Geleni görmek gerekir ve yakın zamanda olanları dikkatle izlersek Azerbaycan’lı kardeşlerimiz yakın zamanda büyük bir zafer daha elde edebilir ve sonrasında Kerkük yani Irak Türkmeneli Türkiye topraklarına bağlanabilir. 2025 yılına kadar bunlar gerçekleşebilir. Asya’nın tüm doğalgazı Türkiye içerisinden geçmektedir. Tarım tarafında ülkemiz tamamen kilit noktada. Diğer devletler ve avrupa için bir çok konuda kilit konumdayız. Askerlerimiz ve teknoloji konusunda çalışmalarımız iyi seviyede. Siyasiler akıllı adımlar atarsa Türkiye ve Türkler adına bir çok anlamlı iş yapılmış olacaktır. Dünya’nın İstanbul’dan veya Ankara’dan yönetilmesi hayal değildir.

Sonuç olarak, bu karmaşık ve duyarlı konuların çözümü için diplomasi, diyalog ve uluslararası işbirliği çok önemlidir. Türk dünyası, tarih boyunca birçok zorluğun üstesinden gelmiştir ve gelecekte de işbirliği ve barışçıl çözümlerle daha güçlü bir şekilde ilerleyebilir. Unutmayalım ki, uluslararası ilişkilerde her adımın sonuçları vardır, bu nedenle dikkatli ve sağduyulu hareket etmek önemlidir. Öğrenmenin en iyi yolu hata yapmak ise ülkemizin geçmiş kırk yılı hatalarla doludur.

Ülkemizin bu konularda geçmişi de dahil ederek çok tecrübeli olduğunu düşünüyorum.

Teşekkürler
Saygılarımla
Osman Ali Kacar